ÇOCUKLARDA DİŞ TEDAVİSİ GEREKLİLİĞİ
KORUYUCU ÖNLEMLER VE ÇOCUĞUN TEDAVİYE HAZIRLANMASI
Diş hekimleri daha çocuğu muayene etmeden önce, çocukla iyi bir kontak kurmalıdır. Çocukla iyi bir diyalog kurulup çocuğun ilgisini çekecek konulardan bahsetmek hem onu tanımak adına faydalı olacak, hem de onun sizi tanıyıp, aslında korkulacak kimseler olmadığınızı anlamalarını sağlayacaktır. Anneleri babaları tedavi olurken onlarla birlikte gelip giden çocuklar, onlara sıra geldiğinde diş hekimiyle önceden bir tanışıklıkları olduğu için tedaviyi çok daha kolay kabul ediyorlar. Çocuğun diş hekimini tanıması, sevmesi ve güvenmesi tedaviyi kabul ve başarısı için çok önemlidir. Çocuğu rahatsız eden ikinci bir konu da bilinmezliktir. Ne yapılacağını bilmemek veya kandırılarak bir şey yapılacağı korkusu.. Bu noktada hekimin; ne yapılacağını, tek tek, onu tedirgin etmeyen kelimeler seçerek doğru bir şekilde anlatması , onu kandıracak herhangi bir şey söylememesi önemlidir.
Çocukların sağlıklı dişlere sahip olmaları için ebeveyne düşen görevler nelerdir?
Bebeklerde 6 . ayda ilk süt dişi çıkar ve 2-3 yaşına kadar ağızda 20 adet süt dişi tamamlanmış olur. Süt dişlerinin çıkmasıyla birlikte, anne bebeğin dişlerini pamuk veya gazlı bezle silmelidir. Çok sıklıkla yapılan, bebeğe gece biberonla süt verilmesi ve sonrasında dişlerin temizlenmemesi , sütün kendi şekerinin bile sebep olduğu, süt dişlerinde biberon çürüğü denen çürüklerin oluşmasına sebep olur. Kaldı ki bal şeker gibi tatlandırıcıların süte katılarak verilmesi, çürük oluşumunu tümden artıracaktır. Çocuklarda fırça kullanımına, çocuğun fırça tutmaya başladığı 1,5-2 yaşlarında başlanmalıdır. Çocuk önce kendisi sizi izleyerek dişlerini fırçalamalıdır. Bu yeterli gelmeyecektir, arkasından bir de siz çocuğunuzun dişlerini fırçalayın. Çocuklar herhangi bir problem olmasa bile 2 yaşından itibaren, yılda 2 kez kontrol amaçlı diş hekimine götürülmelidir. Erken süt dişi kayıpları, diş dizisinde bozukluklara neden olacaktır.Çocuklar 6 yaşına geldiğinde kalıcı dişler çıkmaya başlar. İlk süren kalıcı dişlerden olan 6 numaralı diş, yani birinci büyük azı dişi, dişin ilk sürdüğünde üzerinde girinti çıkıntıların, tepeciklerin, henüz diş aşınmadığı için fazla olması ve çocuğun dişlerini yeterli fırçalayamayıp, bide üstüne şekerli unlu gıdaları çok tüketmesine bağlı olarak çürüğe çok yatkındır. Bu sebeple kalıcı azılar ve küçük azılara uygulanan koruyucu amaçlı fissür örtücü (fissür sealant) uygulamaları oldukça kolay uygulanabilen koruyucu tedavilerden biridir. Fakat dişte çürük veya dolgu olmamalıdır.Yine diğer bir koruyucu yaklaşım flour uygulamalarıdır. Birkaç seans uygulanan, dişlerin direncini artırmaya yönelik oldukça basit bir uygulamadır. Eğer süt dişlerinde çürükler varsa, zaten çocuk ağrı yaşayacak ve ailesini uyaracaktır. Mutlaka tedavi edilmelidir. Bazen aileler, süt dişi değil mi nasıl olsa düşecek, yapılmasa olmaz mı diye soruyorlar. Kesinlikle dolgu yapılması gereklidir, çünki çocuk ağrı yaşayacak, hem beslenmesi bozulacak hem de ağızda kötü bir görüntü oluşacaktır. Yine çürük ilerleyerek kök ucunda iltihap yapıp, alttaki kalıcı dişin yapısı bozabilecek ve düşmesi gereken yaştan daha erken yaşta, dişin mecburen çekimi gerekebilecektir. Erken süt dişi kayıpları da yukarda da belirttiğim gibi kalıcı dişlerin eğri, çapraşık şekilde sürmesine sebep olacaktır. Bu sebeple eğer süt dişi çekimi erken bir dönemde yapıldıysa, yer tutucu denilen çocuk tarafından da kolay kabul edilebilen apareyler yapılabilir.
Çocuğun 6 yaşından 12 yaşına kadar ağızda hem süt dişleri hem kalıcı dişler bulunur. Bu yaş aralığında; muazzam bir sıralanmayla, süt dişleri düşerken yerlerine kalıcı dişler gelmeye başlar. Anne babaların en çok endişelendikleri dönemdir. Süren dişler arasında oluşan aralıklar, arkadan önden sürmeler, ailelerde acaba çocuğumda çapraşıklık mı var endişesi oluşturabilir. Endişelenecek bir durum genellikle yoktur. Takip edilip 10-12 yaşlarında, gerekli görülürse ortodontik tedavi düşünülebilir.
Özetle çocuklarda ; süt dişlerinin çürüğe daha yatkın olmaları, şekerli ve unlu gıda tüketiminin çocuklarda daha fazla olması, yeterli bir diş fırçalama olmaması ve kalıcı dişlerin girintili yüzeylerinin gıda birikimine elverişli olmaları nedeniyle çürüğe daha yatkındırlar. Yılda iki kez diş hekimi kontrolü yapılmalıdır.